Almanca hin ve her farkı
Belirli yer zarfları içinde hin ve her zarflarının ayrıcalık gösteren bir yeri vardır. Bu zarflar, sözü söyleyen kişinin bulunduğu yere ve bu kişiye göre tespit edilen hareket yönüne göre kullanılır.
Hin zarfı sözü söyleyen kişiden uzaklaşan, ondan başka bir yöne doğru yapılan hareketi anlatmak için kullanılır. Cümlenin anlamına göre çok değişik şekillerde Türkçeleştirilir veya cümleye uzaklaşan bir hareket anlamı katmanın dışında başka bir anlamı olmaz.
ALMANCA | TÜRKÇE |
---|---|
Wo gehst du hin? | Nereye gidiyorsun? |
Ich steige auf den Berg hin. | Dağa çıkıyorum. |
Er geht auf die andere Seite der Straße hin. | Caddenin öbür tarafına gidiyor. (geçiyor) |
Die Mutter schaut hin und ruft ihr Kind. | Anne dışarı bakıyor ve çocuğunu çağırıyor. |
Hans springt über den Zaun hin. | Hans çiftin üstünden öteye atlıyor. |
Her zarfı ise, sözü söyleyen kişiye doğru yapılan, yaklaşan bir hareketi ifade eder. Bunun da çoğunlukla tam bir Türkçesi yoktur, cümleye sadece yaklaşan bir eylem anlamı katar.
ALMANCA | TÜRKÇE |
---|---|
Wo kommst du her? | Nereden geliyorsun? |
Die Maus kommt aus dem Loch her. | Adam üçüncü kattan aşağı düşüyor. |
Die Leute kommen aus dem Haus her. | İnsanlar evden dışarı geliyor. |
Bu iki zarf bazı edatlarla birleşerek başka edatları da meydana getirebilir. Bunların anlamları eylemin yönünde, cümle içindeki kullanışlarına göre aşağıda verilenlerden farklı olabilir.
hinaus / heraus dışarı, dışarıya
hinein / herein içeri, içeriye
hinauf / herauf yukarı, yukarıya
hinab / herab aşağı, aşağıya
hinunter / herunter aşağı, aşağıya
hinüber / herüber öteye
Bunlardan hin veya her ile başlayanlardan hangisinin kullanılacağı yine sözü söyleyen kişiye göre hareketin hangi yönde gerçekleştiğine bağlıdır. Sözü söyleyen kimse, örneğin “dışarıya” derken hareket kendisinden uzaklaşıyorsa hinaus zarfını kullanılır. Ancak kendisi dışarıdaysa ve dışarı çıkma eylemi bir mekandan kendisine doğru yapılıyorsa, yani hareket kendisine doğruysa heraus zarfını kullanır.
ALMANCA | TÜRKÇE |
---|---|
Gehen Sie bitte hinaus! | Lütfen dışarı çıkın! |
Die Kinder kommen aus der Schule heraus. | Çocuklar okuldan dışarı geliyor. |
Die Gäste kommen herein. | Misafirler içeri geliyor. |
Können wir jetzt hinein gehen? | Şimdi içeri girebilir miyiz? |
Wir gehen den Berg hinab. | Dağdan aşağı iniyoruz. |
Bring alle Stühle herunter! | Bütün sandalyeleri aşağı getir! |
Ich werfe deine Tasche hinunter. | Çantanı aşağı atıyorum. |
Lauf herüber! | Bu tarafa koş! |
Ich steige hinauf. | Yukarı çıkıyorum. |