Almanca Hinter, -e halindeki bir isimle birlikte bulunduğu takdirde bir cismin veya şahsın arkasında bulunmayı ifade eder ve “arkasında” şeklinde Türkçeye tercüme edilir.
ALMANCA
TÜRKÇE
Die Hütte steht hinter dem Haus.
Kulübe evin arkasında duruyor.
Dein Mantel hängt hinter der Tür.
Palton kapının arkasında asılı duruyor.
Die Katze spielt hinter dem Sofa.
Kedi divanın arkasında oynuyor.
Die Wiese liegt hinter dem Garten.
Çayır bahçesinin arkasında bulunuyor.
Das Kind versteckt sich hinter dem Auto.
Çocuk otomobilin arkasında saklanıyor.
Hinter, -i halindeki bir isimle birlikte kullanıldığında ise bir şeyin arkasına doğru yapılan hareketi anlatır ve “arkasına” şeklinde Türkçeye çevrilir.
Auf edatı, -e halindeki bir isimle birlikte kullanıldığında yatay bir yüzeye temas ederek üstünde bulunmayı gösterir ve “üstünde” şeklinde Türkçe’ye tercüme edilir.
ALMANCA
TÜRKÇE
Das Buch liegt auf dem Tisch.
Kitap masanın üstünde bulunuyor.
Die Katze schläft auf dem Sofa.
Kedi divanın üstünde uyuyor.
Das tote Kind liegt auf der Straße.
Ölü çocuk caddede yatıyor.
Die Vase steht auf dem Schrank.
Vazo dolabın üstündedir.
Das Glas steht auf dem Stuhl.
Bardak sandalyenin üstündedir.
Auf edatı -e halinde bir isimle birlikte kullanıldığında kapalı bir mekanda bulunmayı, hususiyetle resmi bir dairede bulunmayı veya tatil, gezi, av gibi boş zaman değerlendirmeye yarayan şeylerde bulunmayı ifade eder. Bu anlamıyla auf’u “üstünde” olarak türcüme etmek mümkün değildir.
ALMANCA
TÜRKÇE
Heute waren wir auf dem Rathaus.
Bugün belediyedeydik.
Ich war gestern auf dem Bahnhof.
Dün istasyondaydım.
Hans ist jetzt auf der Post.
Hans şimdi postanededir.
Ali studiert auf dieser Universität.
Ali bu Üniversitede okuyor.
Herr Maier ist bis Mai auf Urlaub.
Bay Maier mayısa kadar tatildedir.
Die Männer sind auf der Jagd.
Adamlar avdadır.
Auf edatı ayrıca yabancı dillerdeki bir sözcüğün anlamını sormak veya söylemek için de kullanılabilir:
ALMANCA
TÜRKÇE
Wie heißt das auf Deutsch?
Bu Almanca nasıl söylenir?
Wie sagt man das auf Türkisch?
Bu Türkçede nasıl söylenir?
“Kapı” heißt auf Deutsch “die Tür”.
Kapının Almancası “die Tür”dür.
Auf edatı, -i halindeki isimlerle birlikte kullanıldığında ise yatay bir düzeyin üstüne doğru yapılan bir hareketi dile getirir ve “üstüne” şeklinde Türkçeye çevrilir.
ALMANCA
TÜRKÇE
Ich lege die Bücher auf den Tisch
Kitapları masanın üstüne koyuyorum.
Die Mutter setzt das Kind auf den Stuhl.
Anne çocuğu sandalyenin üstüne oturtuyor.
Hans steigt auf das Dach.
Hans damın üstüne çıkıyor.
Der Affe klettert auf die Mauer.
Maymun duvara tırmanıyor.
Ich lege meinen Bleistift auf das Buch.
Kalemimi kitabın üstüne koyuyorum.
Bir dizi fiil mutlaka auf edatıyla birlikte kullanılmayı gerektirir. Bu fiillerin en sık rastlanılanlarını aşağıda vermekteyiz. Aşağıdaki fiillerle birlikte kullanılan auf edatından sonra -i halindeki isimler gelir.
warten auf beklemek sich freuen auf sevinmek achten auf dikkat etmek verzichten auf feragat etmek sich verlassen auf güvenmek hoffen auf ümit etmek
ALMANCA
TÜRKÇE
Die Kranken warten auf den Arzt.
Hastalar doktoru bekliyor.
Wir freuen uns auf die Ferien.
Tatile seviniyoruz.
Er achtet immer auf seine Worte.
Sözlerine her zaman dikkat eder.
Wir verzichten auf unser Gehalt.
Maaşımızdan feragat ediyoruz.
Kann ich mich auf deinen Freund verlassen?
Arkadaşına güvenebilir miyim?
Wir hoffen auf gutes Wetter.
İyi hava ümit ediyoruz. ( Havanın iyi olmasını ümit ediyoruz.)
Almanca edatlar örnek cümleler, edatlar konu anlatımı nerede kullanılır?
-i haliyle
-e haliyle
an
-e,-a, yanına
-de,-da yanında
auf
üstüne
üstünde
hinter
arkasına
arkasında
in
içine
içinde
neben
yanına
yanında
über
üzerine
üzerinde
unter
altına
altında
vor
önüne
önünde
zwischen
arasına
arasında
Almanca edatların -i veya -e haliyle kullanılmaları anlamlarında temel bir değişiklik vardır. Bunlar -i haliyle kullanıldıkları zaman bir yöne, bir yere doğru yapılan hareketi anlatır. Bu edatlar -e halinde bulunan bir edatla birlikte kullanıldıkları takdirde ise bir yerde veya bir yönde bulunmayı ifade eder.
Bu anlam farkını Almanca edatlar örnek cümle ile öğrenelim.
-i haliyle birlikte
-e haliyle birlikte
an den Tisch (masaya)
an dem Tisch (masada)
auf den Tisch (masanın üstüne)
auf dem Tisch (masanın üstünde)
hinter den Tisch (masanın arkasına)
hinter dem Tisch (masanın arkasında)
in das Zimmer (odanın içine, odaya)
in dem Zimmer (odanın içinde, odada)
über den Tisch (masanın üzerine)
über dem Tisch (masanın üzerinde)
unter den Tisch (masanın altına)
unter dem Tisch (masanın altında)
vor den Tisch (masanın önüne)
vor dem Tisch (masanın önünde)
zwischen den Tisch und den Stuhl (masa ile sandalyenin arasına)
zwischen den Tisch und dem Stuhl (masa ile sandalyenin arasında)
Bu edatlarla birlikte çok sık kullanılan ve edatın bir yöne, yere doğru hareket göstermesine veya sabit bir yerde bulunmayı ifade etmesine göre değişen fiilleri de aşağıda kısaca hatırlatmaktayız.
-i haliyle kullanılan edatlarla birlikte
-e haliyle kullanılan edatlarla birlikte
stellen (koymak)
stehen (durmak)
setzen (oturtmak)
sitzen (oturmak)
legen (yatık durumda) koymak)
liegen (yatık bulunmak, durmak)
hängen (asmak)
hängen (asılı durmak)
Almanca Edatların Örnek Cümleleri ve Konu Anlatımları için üzerlerine tıklayınız…
Bu edatlardan innerhalb bir mekanın veya zamanın içinde bulunmayı, außerhalb ise dışında bulunmayı gösterir.
Innerhalb eines Jahres ist er zweimal nach Europa gereist.
Bir yıl içinde iki hafta Avrupa’ya gitti. Innerhalb einer Woche hat er mich einmal besucht.
Bir hafta içinde beni bir defa ziyaret etti. Innerhalb Berlins können Sie viele Hotels finden.
Berlin içinde birçok otel bulabilirsiniz. Er hat sein Leben außerhalb Amerikas verbracht.
O yaşamını Amerika dışında geçirdi. Außerhalb der Stadt gibt es nur ein Restaurant.
Şehrin dışında sadece bir restoran vardır. Er wohnt außerhalb Istanbuls.
O İstanbul’un dışında oturuyor.
Bu iki edat, herhangi bir şeyi üstünde veya altında bulunmayı gösterir. Oberhalb “üstünde”, unterhalb da “altında” şeklinde Türkçeye çevrilir.
Oberhalb des Berges ist ein Kloster.
Dağın üstünde bir manastır var. Unterhalb Istanbuls endet diese Straße.
İstanbul’un altında bu yol sona eriyor. Unterhalb dieses Flusses beginnt das Feindgebiet.
Bu nehrin altında düşman bölgesi başlıyor. Oberhalb der Wälder kann man gut jagen.
Ormanların ötesinde iyi avlanılabiliyor.
Read More This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish.Accept
Privacy & Cookies Policy
Privacy Overview
This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.