Glocke Ne Demek

Glocke Ne DemeK

Die Glocke Türkçe Çevirisi

çan

Die Glocke Telaffuzu, Sesli Okunuşu

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/glocke-ne-demek/

Lüge Ne Demek

Lüge Ne DemeK

Die Lüge Türkçe Çevirisi

yalan

Die Lüge Telaffuzu, Sesli Okunuşu

Lüge ile ilgili cümleler

TÜRKÇE ALMANCA
kuyruklu yalan faustdicke Lüge

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/luge-ne-demek/

Wohnzimmer Ne Demek

Wohnzimmer Ne DemeK

Das Wohnzimmer Türkçe Çevirisi

oturma odası, salon

Das Wohnzimmer Telaffuzu, Sesli Okunuşu

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/wohnzimmer-ne-demek/

Almanca Akşam Yemeği

Almanca Akşam Yemeği

SÖZCÜKLER TÜRKÇE
heute Nacht bu gece
Gast, der misafir
bewirten ağırlamak
bedienen servis yapmak
der Nachtisch tatlı
vorbereiten hazırlamak
appetitlich iştah açıcı
das Salz tuz
die Köchin Ahçı kadın
die Küche Mutfak
schaden Zarar vermek
DEYİMLER TÜRKÇE
den Tisch decken masayı kurmak
es freut mich, dass es euch gut schmeckt. Lezzetli bulduğunuza sevindim.
Feinschmecker, der satt sein doymak, tok olmak
Um Gottes Willen! Allah aşkına!
gut schmecken lezzetli olmak

Almanca Akşam Yemeği Örnek Cümleler

DEYİMLER TÜRKÇE
Frau Bertina: Das Essen ist fertig. Bitte, Betty, setz dich neben Alex! Judy, setz dich neben Betty! Harry und Robert setzt euch bitte neben mich! Yemek hazır. Lütfen, Alex’un yanına otur, Betty. Judy, sen Betty’nin yanına otur. Harry ve Robert, sizler benim yanıma oturun lütfen.
Angela bedient: Nudelsuppe, Hühnchen mit Bratkartoffeln, Erbsen, Reis und Apfelkuchen als Nachtisch. Angela servis yapar; şehriye çorbası, kızarmış patatesli piliç, bezelye, pilav ve tatlı olarak elmalı turta.
Betty: Du hast den Tisch sehr hübsch vorbereitet, Angela. Masayı çok güzel hazırlamışsın, Angela.
Robert: Ja, die Speisen sehen sehr appetitlich aus. Evet, yiyecekler çok iştah açıcı görünüyorlar.
Betty: Du musst beim Essen aufpassen, Robert. Sonst wirtst du wieder Magenschmerzen bekommen. Yediklerine dikkat etmelisin Robert. Yoksa yine mide rahatsızlığı çekersin.
Robert: O, um Gottes Willen! Sag mir nicht, was ich tun soll. Kannst du mir das Brot reichen Angela? Of! Allah aşkına, bana ne yapacağımı söyleme! Ekmeği uzatır mısın? Angela.
Angela: Ja, naturlich. Evet, tabii.
Judy: Harry, gib mir, bitte, das Salz! Lütfen bana tuzu uzatıver Harry.
Harry: Bitte schön. Buyur
Robert: Alex, reich mir, bitte, den Salat! Lütfen bana salatayı uzatıver Alex.
Angela: Harry, kann ich dir noch etwas Hühnchen geben? Harry, sana biraz daha piliç verebilir miyim?
Harry: Ja, bitte. Das Essen ist ausgezeichnet. Du bist eine gute Köchin, Angela. Evet lütfen. Yemekler fevkalade. Sen iyi bir ahçısın. Angela.
Angela: O, danke schön. Es freut mich, dass es euch gut schmeckt. O, teşekkür ederim. Lezettli bulduğunuza sevindim.
Angela: Judy, möchtest du noch etwas Huhn oder Gemüse. Judy, biraz daha piliç veya sevze ister misin?
Judy: Nein, danke. Ich bin satt. Hayır teşekkür ederim. Karnım doydu.
Angela: Du hast sehr wenig gegessen. Çok az yedin
Judy: Ich esse nie soviel. Ben çok fazla yiyemem.
Angela:Betty, kann ich dir noch etwas Reis geben? Betty, sana biraz daha pilav verebilir miyim?
Betty: Nein, danke, ich kann nichts mehr essen. Hayır, teşekkür ederim, artık yiyemem.
Alex: Und du, Robert? Ya sen, Robert?
Robert: Ich möchte eine ganz kleine Portion Huhn mit Bratkartofelln haben, bitte. Ben çok ufak bir parça tavuk ve biraz kızarmış patates isteyeceğim lütfen.
Angela Bertina geht in die Küche und bringt den Apfelkuchen. Angela Bertina mutfağa gider ve elmalı turtayı getirir.
Betty: Ist dieser Apfelkuchen hausgemacht? Bu elmalı turta ev yapımı mı?
Angela: Ja, mein Schatz, gefällt er dir? Evet canım beğendin mi?
Judy: Ja, er schmeckt sehr gut. Evet çok lezzetli.
Angela: Nimm noch ein Stück, Judy. Bir parça daha al, Judy.
Judy: Nein, danke schön. Hayır teşekkür ederim.
Angela: Ein kleines Stück wird dir nicht schaden. Ufak bir parça sana vermez.
Alex: Wie trinkst du deinen Kaffe, Betty? Einfach oder mit Milch? Betty, kahveni nasıl içersin? Sade mi? sütlü mü?
Betty: Ich trinke ihn ohne Milch.Reich mir, bitte den Zucker, Judy Ben sütsüz içerim. Judy, lütfen bana şekeri uzatıver.

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/almanca-aksam-yemegi/

Eimer Ne Demek

Eimer Ne DemeK

Der Eimer Türkçe Çevirisi

kova

Der Eimer Telaffuzu, Sesli Okunuşu

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/eimer-ne-demek/