Glocke Ne DemeK
Die Glocke Türkçe Çevirisi
çan
Die Glocke Telaffuzu, Sesli Okunuşu
Mar 14
Die Glocke Türkçe Çevirisi
çan
Die Glocke Telaffuzu, Sesli Okunuşu
Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/glocke-ne-demek/
Mar 13
Die Lüge Türkçe Çevirisi
yalan
Die Lüge Telaffuzu, Sesli Okunuşu
TÜRKÇE | ALMANCA |
---|---|
kuyruklu yalan | faustdicke Lüge |
Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/luge-ne-demek/
Mar 13
Das Wohnzimmer Türkçe Çevirisi
oturma odası, salon
Das Wohnzimmer Telaffuzu, Sesli Okunuşu
Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/wohnzimmer-ne-demek/
Mar 13
SÖZCÜKLER | TÜRKÇE |
---|---|
heute Nacht | bu gece |
Gast, der | misafir |
bewirten | ağırlamak |
bedienen | servis yapmak |
der Nachtisch | tatlı |
vorbereiten | hazırlamak |
appetitlich | iştah açıcı |
das Salz | tuz |
die Köchin | Ahçı kadın |
die Küche | Mutfak |
schaden | Zarar vermek |
DEYİMLER | TÜRKÇE |
---|---|
den Tisch decken | masayı kurmak |
es freut mich, dass es euch gut schmeckt. | Lezzetli bulduğunuza sevindim. |
Feinschmecker, der satt sein | doymak, tok olmak |
Um Gottes Willen! | Allah aşkına! |
gut schmecken | lezzetli olmak |
DEYİMLER | TÜRKÇE |
---|---|
Frau Bertina: Das Essen ist fertig. Bitte, Betty, setz dich neben Alex! Judy, setz dich neben Betty! Harry und Robert setzt euch bitte neben mich! | Yemek hazır. Lütfen, Alex’un yanına otur, Betty. Judy, sen Betty’nin yanına otur. Harry ve Robert, sizler benim yanıma oturun lütfen. |
Angela bedient: Nudelsuppe, Hühnchen mit Bratkartoffeln, Erbsen, Reis und Apfelkuchen als Nachtisch. | Angela servis yapar; şehriye çorbası, kızarmış patatesli piliç, bezelye, pilav ve tatlı olarak elmalı turta. |
Betty: Du hast den Tisch sehr hübsch vorbereitet, Angela. | Masayı çok güzel hazırlamışsın, Angela. |
Robert: Ja, die Speisen sehen sehr appetitlich aus. | Evet, yiyecekler çok iştah açıcı görünüyorlar. |
Betty: Du musst beim Essen aufpassen, Robert. Sonst wirtst du wieder Magenschmerzen bekommen. | Yediklerine dikkat etmelisin Robert. Yoksa yine mide rahatsızlığı çekersin. |
Robert: O, um Gottes Willen! Sag mir nicht, was ich tun soll. Kannst du mir das Brot reichen Angela? | Of! Allah aşkına, bana ne yapacağımı söyleme! Ekmeği uzatır mısın? Angela. |
Angela: Ja, naturlich. | Evet, tabii. |
Judy: Harry, gib mir, bitte, das Salz! | Lütfen bana tuzu uzatıver Harry. |
Harry: Bitte schön. | Buyur |
Robert: Alex, reich mir, bitte, den Salat! | Lütfen bana salatayı uzatıver Alex. |
Angela: Harry, kann ich dir noch etwas Hühnchen geben? | Harry, sana biraz daha piliç verebilir miyim? |
Harry: Ja, bitte. Das Essen ist ausgezeichnet. Du bist eine gute Köchin, Angela. | Evet lütfen. Yemekler fevkalade. Sen iyi bir ahçısın. Angela. |
Angela: O, danke schön. Es freut mich, dass es euch gut schmeckt. | O, teşekkür ederim. Lezettli bulduğunuza sevindim. |
Angela: Judy, möchtest du noch etwas Huhn oder Gemüse. | Judy, biraz daha piliç veya sevze ister misin? |
Judy: Nein, danke. Ich bin satt. | Hayır teşekkür ederim. Karnım doydu. |
Angela: Du hast sehr wenig gegessen. | Çok az yedin |
Judy: Ich esse nie soviel. | Ben çok fazla yiyemem. |
Angela:Betty, kann ich dir noch etwas Reis geben? | Betty, sana biraz daha pilav verebilir miyim? |
Betty: Nein, danke, ich kann nichts mehr essen. | Hayır, teşekkür ederim, artık yiyemem. |
Alex: Und du, Robert? | Ya sen, Robert? |
Robert: Ich möchte eine ganz kleine Portion Huhn mit Bratkartofelln haben, bitte. | Ben çok ufak bir parça tavuk ve biraz kızarmış patates isteyeceğim lütfen. |
Angela Bertina geht in die Küche und bringt den Apfelkuchen. | Angela Bertina mutfağa gider ve elmalı turtayı getirir. |
Betty: Ist dieser Apfelkuchen hausgemacht? | Bu elmalı turta ev yapımı mı? |
Angela: Ja, mein Schatz, gefällt er dir? | Evet canım beğendin mi? |
Judy: Ja, er schmeckt sehr gut. | Evet çok lezzetli. |
Angela: Nimm noch ein Stück, Judy. | Bir parça daha al, Judy. |
Judy: Nein, danke schön. | Hayır teşekkür ederim. |
Angela: Ein kleines Stück wird dir nicht schaden. | Ufak bir parça sana vermez. |
Alex: Wie trinkst du deinen Kaffe, Betty? Einfach oder mit Milch? | Betty, kahveni nasıl içersin? Sade mi? sütlü mü? |
Betty: Ich trinke ihn ohne Milch.Reich mir, bitte den Zucker, Judy | Ben sütsüz içerim. Judy, lütfen bana şekeri uzatıver. |
Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/almanca-aksam-yemegi/
Mar 13
Der Eimer Türkçe Çevirisi
kova
Der Eimer Telaffuzu, Sesli Okunuşu
Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.pratikalmanca.com/eimer-ne-demek/